{ "title": "Akdeniz Anemisi Taşıyıcılığı", "image": "https://www.akdenizanemisi.gen.tr/images/akdeniz-anemisi-tasiyiciligi.jpg", "date": "20.01.2024 19:29:52", "author": "Ali Murat", "article": [ { "article": "Akdeniz Anemisi Taşıyıcılığı; ülkemizde ve dünyanın pek çok ülkesinde rastlanabilen ve anne babadan bebeklerine bulaşan kalıtsal bir çeşit kan hastalığıdır. Bu rahatsızlık Akdeniz ülkelerinde oldukça yaygın olduğundan dolayı Akdeniz anemisi adı ile anılır.

Talasemi Majör: Akdeniz anemisi adı ile de anılır. Henüz 4-5 aylıkken oluşan devamlı kan nakli gereken çok önemli bir çeşit kan hastalığıdır. Hasta çocuklar kendilerine gerekli olan hemoglobini yeteri kadar üretemezler. Bunun neticesinde huzursuzluk, halsizlik, iştahsızlık, dalak ve karaciğer büyümesi nedeni ile karında şişlik sıklıkla ateşlenme, kemiklerde değişiklik, iskelet sisteminde bozukluklar ve yüzde tipik bir görünüm meydana gelir. Bu hastalar yaşamları süresince düzenli olarak tedavi altında olması gerekmektedir. Yapılacak tedaviler oldukça pahalı ve zordur.

Talasemi intermedla: Hasta bebeklerde bir yaşın sonunda teşhis konulur. Taşıyıcılar kadar sağlıklı olmayan, daha az kan ihtiyacı olan bu hastalığın hafif türüdür.

Talasemi Minör: bu hastalığı taşıyan kişiler oldukça sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedirler. Eğer anne ve babanın her ikisi de bu hastalığın taşıyıcısı ise oluşan her gebelikten %25'i normal olarak %50 gibi olasılıkla doğan bebek talasemi taşıyıcısı, olarak doğmaktadır. Kalan %25 ise talasemi majör bebek doğabilir. Ancak anne ve babadan sadece teki talasemi hastası ise doğacak her bebek %50 olasılıkla taşıyıcı doğmaktadır. Bu sebeple ebeveynlerin bebek sahibi olmadan evvel talasemi taşıyıp taşımadığını öğrenmeleri oldukça önemlidir. Bu hastalığı taşıyanların büyük çoğunluğu taşıyıcı olduklarını bilmeden yaşamlarını sürdürürler.

Talasemi taşıyıcılığı bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu hastalık tedavi gerektirmez ve evlenmeye engel değildir. Fakat kişilerin her ikisi de taşıyıcıysa birliktelikleri halinde hamileliğin 9-10 haftalarında testler yapılarak doğum öncesi tanı konulabilir.
" } ] }